48 saatte
Giresun
Birinci Gün
İlk gün Giresun’un yöresel lezzetleri ile kahvaltı edip yeşil ve mavinin şehri Giresun’da dolaşmaya hazırsınız. Giresun gezinize, 19. yüzyılın ortalarından kalma yaklaşık 150 yıllık bir Ortodoks kilisesi Gogora Kilisesi (Giresun Müzesi) ile başlayabilirsiniz. Zeytinlik semtinde, tarihi evler ve dar sokaklar arasında Giresun’un geçmişine yolculuk edin. Fatih Sultan Mehmet’in uç beylerinden Seyyid Vakkas’ın türbesinin ardından, Tarihi Millet Bahçesi ve eski Valilik binası, Osmanlı döneminde Lonca Mahallesi’nde Hacı Muhiddin Ağa tarafından inşa edildiği tahmin edilmekte olan Kale Cami, antik kaynaklarda “Bronz Duvarlı Kale” olarak anılan Giresun Kalesi ziyaretleri ile geziye devam ediniz. Kale, yeşil ve mavinin buluştuğu Giresun'u yüksekten izlemek için ideal bir noktadır. Doğu Karadeniz’in antik çağ ve orta çağda yerleşime sahne olmuş ve birçok efsaneyi bünyesinde barındıran tek adası olan Giresun Adası’na geçip dönüşte aksu vadisinden içinde 1800 metre orman içi travertenleri, sodalı ve kükürtlü su gözeleri ile doğa harikası Kuzalan Tabiat Parkı, ardından gökyüzünün rengine göre renk aldığı söylenen yöre halkı tarafından Göğ Göl olarak adlandırılan, Mavi Göl gezisi ve büyüleyici Göksu Travertenleri’ni görüp istirahat için şehre dönebilirsiniz.
İkinci Gün
Tarihi İpek Yolu (Erimez Yolu) kullanılarak Kulakkaya Yaylası ve Alçakbel Mesire Alanı’nda keyifli bir doğa yürüyüşünün ardından içimine doyum olmayan doğal maden suyu tadılarak Sultan 2. Abdulhamid Han önderliğinde, işçi ve köylülerin çekiçlerle çalışması sonucu yapılan Halil Rıfat Paşa Tüneli ve mis gibi havasıyla Tamzara Mahallesi ardından Şebinkarahi